26 Şubat 2012

KARIŞIK



Karışık ve kırışık bir geçmişi hiçbir yazma eylemi düzeltemez.


yenilenmiş tiyatro sahnelerinde
eskiden kalma rolleri oynuyorum
hayallere karışmış gerçekler
bulanık

yeni çektirilmiş fotoğrafları
eski tiyatro sahnelerinin kapanmış perdelerine
ellerime batan iğnelerle asıyorum
ne yazık

küredeki vitrayın renkleri
kırık
sahne oyuncuları dışarıda
sanık
buğulu, tozlu anılar
yırtık
ve
kalabalıklar içinde birden bire
tersine dönen sarmal gibi
yalnızlık

kınında bir kılıç saklı sandıkta
perdeler arasından süzülen bir gölge gibi uzanıp
gizli sandığı açmak olanaksız mı
artık

eski sahnelere duyulan buruk özlemin sebebi
sebepsiz bıkkınlık

olanları görmek zor
sesleri duymak zor
adımlarda alevle buharlaşan bir
tutarsızlık

sorular, matruşka içinde matruşka
sorular, dipsiz kuyuya atılan taşlar
yollar, her adımda artan bir
karanlık

eskiden söylenen coşkulu şiirler
şimdi, uçuk renkli dudaklarda
bir ıslık

ve
artık
çok şey
karışık

kar
ışık


(Ekim, 2001)