Kış, asla sonlanmayacağı yeri bulmuştu
nihayet.
İçimde bir
kış birikiyor, bahara hazırlıksız. Sararmış umutlarım dökülüyor sözlerimden.
Gözlerimdeki güneş ısısını yitiriyor. Renkler gri. Gri... Suskunluğumun rengi.
Ellerim soğuyor, yüreğim gibi. Bir kış birikiyor içimde, bahara isteksiz. Kar
yağıyor yaşam ateşimin üstüne, ölüm yerine. Kar, umursamazlığıma inat yağıyor.
Anılar, buğulu camlardaki silik çizikler gibi, silikleşiyor. Saatler nereye ve
niçin koşturuyor, yüreğim boşluğa kurulmuşken? Bir kış birikiyor içimde, bahara
yenik. Buzdağına dönüşen yüreğime hiç ummadığım anda, hiç ummadığım yerden
düşen alev sönüyor, donuyor ve acı veren bir dolu yağmuruna dönüşüyor. Kar
yağıyor, ölüm yerine. Ve sen, kara inat açan kardelen çiçeği! Biliyorum, başka
bir bahara açıyorsun.
Bir kış birikiyor
içime, yangınıma inat, yangınımı kovarcasına. Savruk hayallerimi süpürüyor
rüzgarlar. Sigaramdan çıkan duman, vasiyetimi resmediyor. Donuyor yüreğim,
duygularım donuyor. Damarlarımda kurşun akıyor, kan yerine. Yüzüme taktığım
güleç maskeler düşüyor, gerçek yüzüm görünüyor; ama inanmıyor kimseler, inanmak
istemiyor.
İçimde bir
kış birikiyor, baharı yitik. Kar beyaz ölüme hazırlanıyor duygular. Beni ben
yapan her şey donuklaşıyor. Donuyor görüntüler, anılarım, özlemlerim,
hayallerim, geleceğim... Ruhumun yeni filizlenen kanatları... Yenidendoğuş
bildirgelerim... Sözcüklerim de donuyor ve bu çok acı veriyor yaralı yüreğime.
Yüreğimin yaraları donuyor. Yaşım da donuyor çok şey gibi. Ve artık ben öksüz
kalan hayaller yaşındayım.
Kış... Bu kez
hiç gitmemek üzere geliyor. Gönderilmemek üzere...