Şişeye koyup denize
attığım cümleler hep bana döndü.
1. Bir festival gibiydi hayatım, geniş katılımlı, coşkulu,
sürprizlerle dolu. Bir yas töreni gibi şimdi hayatım, bitmeyen bir saygı duruşu.
2. İstenmeyen bir kedi gibiydi acı hatıralar. Ne kadar uzağa
bırakırsan bırak, evin yolunu buluyordu.
3. Öngörebildiğin halde engelleyemediğin olayların sonuçlarına
katlanmak, kötü sürprizlerin olumsuz etkilerine maruz kalmaktan daha zor gelir
insana.
4. Kitabın sonundaki boş sayfalar gibiydi hayatı. Amaçsız. İşlevsiz. Boş. Çünkü her şey anlatılmıştı.
Yeni bir şey yoktu. Yeni bir kitaba geçecek mecali yok...
5. Anlatabilmek için çok bekledim, başkalarını dinledim hep. Zaman
geçti, cümlelerim olgunlaştı, sıra bana geldi. Baktım… Herkes gitmişti.
6. Kimse bu denli kimsesiz kalamaz, yalnızlığı sen de istedin,
dedi. Ben istemedim, yalnızlık vücut bulmak istiyordu, rastlaştık, hepsi bu,
dedi öteki.
7. Yaşadığım her şeyi biriktirdim, çöp ev gibiydi içim. Geçti.
Babil Kulesi’ne eş bir yükseklikte yapayalnız oturuyorum şimdi.
8. Bilge bir hükümdarım geceleyin, egemen ve üretken. Huysuz bir
ihtiyarım sabahları, küskün ve göçkün. Sabahı elden çıkarıp geceyi uzatmak
mümkün olsaydı...
9. Senin en büyük hayalin birilerinin gerçeği. Birilerinin hayali
de senin gerçeğin. Hepsi bu.
10. Suluboya fırçasının batırıldığı kap gibiyim. Her renk var
içimde, ama hiçbirine benzemiyorum.
11. Çocukken sadece çocuktum; kuş gibi hafif, özgür bir uçuşta.
Büyüdüm, yığınla sıfat yüklendim; kurşun gibi ağır, tutsak bir kaçışta.
12. Bir rüyanın en güzel yerinde uyananlar çocukluktaki gibi
tekrar tekrar uykuya dalarlar. Hayat, yarım kalan o rüyayı tamamlama uğraşıdır
onlar için.
13. Eskiden ciddiye alınmamayı çok ciddiye alırdım. Şimdiyse
ciddiye alınmayı hiç ciddiye almıyorum.
14. Kabuk bağlayan yaralarını soymak büyük bir zevktir çocukken.
Büyüdüğünde tüm çaban yaralarını soğutmak, kurutmak, unutmak.
15. Bir kez gençsin, bir kez yetişkin, bir kez yaşlı… Bir kez
yaşadığın hayatın yanlışlarla dolu olması kaçınılmazdır.
16. Her şey şans ya da şanssızlıktır. Senin uğruna bir ömür
harcadığın şeye bazıları doğuştan sahiptir.
17. Geçmişte çok savaş verdim, zafersiz, ganimetsiz. Bugün
savaşmaya değer bir şey yokken nice zafer bana teslim bildirisi sunuyor.
18. Kim olduğun, insanların kafasında kim olduğunun altında
kalmışsa enkazı yarıp ayağa kalkmalı ve kendini onlarla yeniden tanıştırmalısın.
19. Bazen “imkansız” dediğin şeyle öyle bir bütünleşirsin ki artık
ondan ayrılmak imkansız hale gelir.
20. Çocukken yaşadıkların masalsı bir sevinç, engin bir coşku,
dipsiz bir merak, büyülü bir heyecandır. Sonrası, ölüme kadar sürecek
formaliteler...
21. Bitmesini istiyordu, hatta ölmesini... Boşuna! Yaşlanmayan bir
acıydı yüreğindeki.
22. En sevdiği oyuncağının nasıl çalıştığını merak eden bir
çocuğun onu kırması gibi, bir şeyleri anlayabilmek için kırılıp dağılman
gerekir bazen.
23. Bazı acılar tekdüze bir kulak çınlamasından farksızdır.
Bitmeyecek sanılan, ne zaman bittiği anlaşılamayan…
24. Çocukluk, kurt gibi açken açlığını unutacak kadar kendini
oyuna kaptırmaktır. Yemek, sıkıcı bir görevdir. | Yetişkinlik, yemek uğruna tüm
oyunlardan vazgeçmektir. Yemek, gittikçe sıradanlaşan bir ödüldür. | Yaşlılık,
kurt gibi açken açlığını unutacak kadar kendini oyuna kaptırmak yerine yemek
uğruna tüm oyunlardan vazgeçmiş olmanın çaresiz pişmanlığıdır.
25. Resim kağıdına pastel kalemlerle hayatımızı çizecektik. Tüm
kalemler kapışıldı. Bana beyaz kaldı.
26. En zoru, “En güzel günlerimdi.” dediğin günlerin en güzel
günlerin olduğunu yaşarken bilememektir.
27. Bazı kararlar vardır, gece geç saatlerde alınır, ayaklarını
yerden keser. Sabah uyandığındaysa koyu ve durgun bir suyun dibine çeker. Gece
olduğunda yine kurtarır seni, sabahki haline kızarsın, kararının altını kalın
çizgiyle çizersin. Güçlenirsin. Sabah olduğunda içine korku salar, pusarsın.
Bazı kararlar böyledir ve bu yüzden asla uygulanamaz.
28. Şu hayatta imrendiğim tek insan grubu vardır: yol gidenler.
Belirli bir rota, hedef olmaksızın yol alanlar, yolda olanlar. İç sesleri
nereyi işaret ederse o yöne doğru akanlar. Günü güne, yolu yola katıp gidenler.
Konargöçerler, bir yere kök salamayanlar, hayatlarını sırt çantalarında
taşıyanlar.
29. Tüm hayallerimin gerçekleştiğini hayal ediyorum.
30. Hayatımın gözlerimin önünden geçmesi için ölmeyi beklemedim.