Ve ben her gece sana karşı güçlenip
her sabah sana yenilmekten yoruldum
Gözlerine
Gözlerinin içine her kaçamak
bakışımda
Gezdiğim kentlerden sonra
Tanıdığım insanlardan sonra
Yaşadığım her şeyden sonra gelip
de duracağım yerin
İşte tam orası, gözlerine
kaçamak baktığım o yer
O gözler olduğunu
hissediyorum,
Gözlerinin içine her kaçamak
bakışımda
Gözlerine
Bilmezsin, ne çok kapı
kapatmıştım üstüme,
Ne çok kilit... Sayısını
bilmem, anahtarların yerini de.
Bilmezsin, ne çok duvar ördüm
üstüme,
Ne çok korkuluk diktim
yakınıma yöreme.
Bir kabuk giyindim, zırhım
oldu benim.
Hiçbir şey geçirmez bir zırh
Sanırdım
Senden önce.
Bilsen ne büyük kavgalar
çıktı içimde,
Karanlık kalede yankılandı
bağırışlar.
Yabancı bir gölgenin bile
düşmediği duvarlarında
Adın yankılandı gecelerce.
Sustum, susturdum bazen;
Haykırdım, sayıkladım bazen.
Git dedim, git, yanlış yer,
yanlış zaman;
Kal dedim, kal, işte burası, tam
da bu an.
Kim olduğumu anımsadım sonra
Ve sustum.
Nice ordu dağıldı surlarım
önünde,
Ama sen bir yürüsen tuz buz
olur duvarlar.
Ayak sesin çökertir kendime
ördüğüm kasvetli kaleyi,
Bir yürüsen...
Şimdi, konuş dersen konuşur,
Git dersen gider,
Kal dersen kalırım.
Ama sen ne konuş de
Ne kal de
Ne de git...