18 Şubat 2017

SEN



Ve ben her gece sana karşı güçlenip
her sabah sana yenilmekten yoruldum



Gözlerine
Gözlerinin içine her kaçamak bakışımda
Gezdiğim kentlerden sonra
Tanıdığım insanlardan sonra
Yaşadığım her şeyden sonra gelip de duracağım yerin
İşte tam orası, gözlerine kaçamak baktığım o yer
O gözler olduğunu hissediyorum,
Gözlerinin içine her kaçamak bakışımda
Gözlerine

Bilmezsin, ne çok kapı kapatmıştım üstüme,
Ne çok kilit... Sayısını bilmem, anahtarların yerini de.
Bilmezsin, ne çok duvar ördüm üstüme,
Ne çok korkuluk diktim yakınıma yöreme.
Bir kabuk giyindim, zırhım oldu benim.
Hiçbir şey geçirmez bir zırh
Sanırdım
Senden önce.

Bilsen ne büyük kavgalar çıktı içimde,
Karanlık kalede yankılandı bağırışlar.
Yabancı bir gölgenin bile düşmediği duvarlarında
Adın yankılandı gecelerce.
Sustum, susturdum bazen;
Haykırdım, sayıkladım bazen.
Git dedim, git, yanlış yer, yanlış zaman;
Kal dedim, kal, işte burası, tam da bu an.
Kim olduğumu anımsadım sonra
Ve sustum.

Nice ordu dağıldı surlarım önünde,
Ama sen bir yürüsen tuz buz olur duvarlar.
Ayak sesin çökertir kendime ördüğüm kasvetli kaleyi,
Bir yürüsen...

Şimdi, konuş dersen konuşur,
Git dersen gider,
Kal dersen kalırım.
Ama sen ne konuş de
Ne kal de
Ne de git...